multitude
NEGRI VE ROJAVA
Çokluk felsefi olarak Spinozaca
bir okuma olması Negri’nin
felsefi arayışının
sonucudur.1970’lerde İtalya’da etkili olan otonomcu düşünce
İtalyan operaismo ‘su olarakta
adlandırılır.Otonomizm tek bir
talebin etrafında kampanyalar
örgütlemekten hükümetdışı
kurumlarda çalışmaya,şiddet
içermeyen doğrudan eylemlerde
yer almaktan kooperatifler
kurmaya vb. uzanan gevşek ve
farklı türden ideolojik konumları
ve politik eylemlilikleri
karşılamaktadır.Kavramsal
olarak anarşizm ile otonom
hareket arasında belli
parelellikler olduğu
belirtilmektedir. Nitekim
Türkiye’de bilinen anarşişt Gün Zileli Gezi eylemleri ve otonomist
geleneğin güncel kavramı
çokluk(multitude) ile arasında
benzerlikler olduğunu
söylüyor.Devrimci strateji fikrinin
reddi herşeyin “ şimdi “, “şu anda
“ yapılması gerektiği fikriyle
birleştirilir.
ÇOKLUK KAVRAMININ'IN BASİT BİR ELEŞTİRİSİ
"Proletaryanın vatanı yoktur."
KARL MARX
İmparatorluk kitabında yazarlar Antonio Negri ve Michael Hardt emperyalizmin modasının geçtiğini savunuyorlar. Savaşlardan, ekonomik, sosyal ve siyasal nedenler ile göçmen ve mülteciler prolateryanın bir parçasıdırlar.Yazarların çokluk(multitude) kavramları içerisinde gördükleri mülteci ve göçmen emeğinin geldiği yer üçüncü dünya ülkeleridir. Ve bu ülkelerin çoğu emperyalizm mağduru ülkelerdir. Hatta ben bunun bir Suni denge yarattığına inanıyorum küresel güçte bunun sadece çokluk ile açıklanmayacak kadar ciddi olduğunu düşünüyorum. Sınıfının insanları olan bu insanlar çok sıkıntılar yaşıyorlar ve devletler ile halk arasında kurduğu Suni dengenin bir parçasıdırlar. Suni denge kavramı devletin vatandaşlar ile olan ilişkisinin gönüllü değil mecburi olduğunu ve bu zora dayandığını açıklar.Hem yurtlarından edilme hem ucuz işgücü olarak kullanılmaları hiç etik değil.
Komünistlerin bir parantez açarak anti emperyalist mücadeleye bulunduğu ülkelerde bu sınıfın insanlarınıda katmalıdır.
Hardt ve Negri “milliyetçilik ve komünizmin “ kati olarak yenildiğine göre, globalleşmiş liberalizmin dönüşünün nesnel gelişmeyi oluşturduğunu ileri süren güncel söylemi kabulleniyorlar
Antonio Negri ve İtalyan otonomculuğunun marksizmden kopuşunda , komünizmin ilk aşaması olarak sosyalizmi reddetmesi, ikinci dünya savaşı sonrasında sosyalist ülkelerde ki kapitalist restorasyon sürecini sosyalizmin kaçınılmaz baskıcı özelliğini kanıtlayan bir durum olarak kavraması etkili oldu.Yeni sosyalizm anlayışlarında globalizmin sonucu olarak ulus devletlerin önemini yitirdiğini savunuyorlar.
Hardt ve Negri tarihi dönüm noktasına ulaştığımızı sınıfların artık tarihin öznesi olmaktan çıktığını düşünüyor.Bireyi tarihin öznesi ,çokluğu da demokratik projesinin kurucu gücü olarak kabul eden bu geri dönüş idealist bir icattır.
Hardt ve Negri nin söyleminin ardında duran siyasi kültür Amerikan liberalizmidir.Fransız devriminin mahkum edilmesi ,banal Sovyetizm karşıtlığı ve Maoizme suçlamalar yöneltilen siyasi kültürdeki bu karşı devrimin önde gelen dayanaklarından birkaçını oluşturur.
Çokluk kavramı globolazim ile kapitalizmin merkezi ülkelerine işçi olarak giden göçmen emeğine dönük açıklaması idealist icatlarının sonucudur. Demokratik görünen bu emperyalist devletlerin 21. yüzyılda demokratik maskesini reformizm ile revizyon eden çokluk prolateryanın yerini alamaz.
Demokrasi ve Çokluk
Hardt ve Negri nin söyleminin ardında duran
siyasi kültür Amerikan liberalizmidir.Fransız
devriminin mahkum edilmesi ,banal Sovyetizm
karşıtlığı ve Maoizme yöneltilen suçlamalar siyasi
kültürdeki bu karşı devrimin önde gelen
dayanaklarından birkaçını oluşturur.
İtalya'da gelişen otonomist gelenek sosyalist
rejimlerin çöküşü öncesinde 1977 de
işçici(workerism) olarak başladı.İmparatorluk
kitabında yazarlar emperyalizmin modası
geçmiştir ve çokluk(multitude) ile birey tarihin
öznesi olmuştur görüşünü savunur.Liberal
ideolojinin bireyci temeli son tahlilde bireyi tarihin
nesnesi olarak kabul eder.
Hardt ve Negri bu tarihi dönüm noktasına
ulaştığımızı sınıfların artık tarihin öznesi olmaktan
çıktığını düşünüyor.Bireyi tarihin öznesi ,çokluğu
da demokratik projesinin kurucu gücü olarak
kabul eden bu geri dönüş idealist bir icattır.
Hardt ve Negri "milliyetçilik ve komünizmin "
kati olarak yenildiğine göre, globalleşmiş
liberalizmin dönüşünün nesnel gelişmeyi
oluşturduğunu ileri süren güncel söylemi
kabulleniyorlar.Günümüzde prekaryanın
proletaryanın yerini aldığını savunan post
marksistler içinde otonomist hareketin
mimarlarından Negri günümüzde marksizmin üç
kaynağının değiştiğini savunuyorlar.
Lenin marksizmin üç kaynağı kitabında
marksizmin kaynaklarını şöyle sıralıyor; klasik
İngiliz iktisadı, Alman felsefesi ve Fransız
sosyalizmi. Otonomist marksizme göre ise
günümüzde Fransız felsefesi, Amerikan iktisadı
ve italyan siyaseti olarak değişmiştir marksizmin
üç kaynağı.
italyan işçiciliği 1960 lar boyunca 1970 lerin
başında italya'da aktif olan teorik ve politik
hareket italyan işçiciliği esas olarak işçi sınıfına
geri dönüşü öne sürüyordu.Devrimci öğrenci ve
entelektüellerin ilgisi fabrikalara odaklanmıştı ve
militan işçilerin bir kısmı komünizm ve işçi iktidarı
için mücadelenin komünist parti ve onun
sendikalarının dışında ve çoğunlukla karşısında
konumlanan siyasi örgütler yoluyla olacağını
düşünüyordu.
Antonio Negri ve italyan otonomculuğunun
marksizmden kopuşunda, komünizmin ilk
aşaması olarak sosyalizmi reddetmesi, ikinci
dünya savaşı sonrasında sosyalist ülkelerde ki
kapitalist restorasyon sürecini sosyalizmin
kaçınılmaz baskıcı özelliğini kanıtlayan bir durum
olarak kavraması etkili oldu
Çokluk siniflarin halklar ve milletler ile tarihin öznesi olmaktan çiktiğini söylüyor. 1- Gezi eylemi bir halk isyanidir. 2- Rojava bir milletin direnişidir.
Yorumlar
Yorum Gönder