kolay değil

abi dedi ben değişmeye değişmeye sen çok değiştin. Bu söz onu çok uzaklara götürdü. Anlık fotoğraflar çekiyordu. aklı en basit şeyleri bile sorun haline getiriyordu. Elinde ki sigarasını yere atarken az önce duyduklarına anlam veremedi. Kendine iyi bak dedi ve kalabalığa karıştı.Çiçekçinin önünden geçerken intihar eden ebru yu hatırladı. Evet milyonlarca kere hatırlamıştı. Bu sefer ki elinden kayıp giden bir çiçek kadar kısa sürmüştü. onun bu hali iş değildi. Ahmet çalıştığı tersaneden eve doğru yürümeye başladı bir iş çıkışı . Ev arkadaşı berke yeni bir ilişki de olduğu için pek vakit geçiremiyorlardı. Ahmet Berke ye geçen hafta durakta söylediklerinden eminmisin dedi. Berke biraz telefon da oyalandı ve ne söylemişim dedi. Değiştiğimi demiştin. Berke ha o mu laf olsun diye demişimdir ahmetcim. Ahmet zaten hergün işyerinde ramak kala kazalar atlatıyordu. Onu Ebru ya kadar götüren anılar sadece yaşamın bir dilemmasıydı. Ebru yoksul bir ailenin kızıydı. Onu ilk gördüğünde tekstil atölyesine gidiyordu. aynı saatlerde karşılaşıyorlardı. o ince ve zayıf kız yoktu artık Ahmet bu düşünceyi kabul etmedi hiçbirzaman. çünkü ebru bu hazin ölümü kabul etmemişti. Bu geliş gidişlerin bir anlamı yoktu. Zaman ikisine de şans vermemişti. Deniz karşısında tek başına sigarasını içen Ahmet duyduğu bir ses ile irkildi. O ses gemilerin içerisinde çalışan kaynakçıların tarafından geliyordu. Ortalık karışmıştı. İmdat seslerini duyuyordu ama çok geçti.Olay yerinde yaralı ve ölenler vardı. Tersaneler deiş güvenliğinin noksanlığı buna sebep vermişti. O gün eve ağlamaklı döndü. Ebruyu gördüğü duraktan geçerken nemli gözleri yorulmuştu. Yarın sabah işe gitmedi.Büfeden aldı gazeteden dün kü kazanın detaylarını öğrendi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

meleksiz bir gun icinde

komün